Jump directly to the Content

News & Reporting

Gazze'deki Hristiyanlar Güneye mi Kaçmalı, Doğuyu Tahliye mi Etmeli, Yoksa Kilise Sığınaklarında mı Kalmalı?

Hasta, aç ve yorgun Filistinli Hristiyanlar IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) tarafından kuzey şeridini terk etmeye çağrılırken, dışarıdan destek verenler Batı Şeria'ya kaçışı tartışıyor. Geçici ateşkes bu amaçla hareket etmek isteyenlere karar vermek için bir fırsat penceresi sunuyor.
|
Gazze'deki Hristiyanlar Güneye mi Kaçmalı, Doğuyu Tahliye mi Etmeli, Yoksa Kilise Sığınaklarında mı Kalmalı?
Image: Ahmad Hasaballah / Getty Images

[English / Arabic / Turkish by Miras Publishing]

İki hafta önce Gazze'deki Katolik kilisesine sığınan iki Hristiyan kadın İsrail Savunma Kuvvetleri'nden (IDF) telefon aldı. Askerler onlara ve dolayısıyla Hristiyan cemaatinin geri kalanına beş gün içinde sığındıkları yerleri terk etmelerini söyledi. Gazze'nin geri kalan sivil nüfusu gibi onlar da güneye gitmeliydi.

Üzerinden geçen 15. gün ve dört günlük geçici ateşkes uzatıldı.

Bir IDF yetkilisi Christianity Today’e Gazzeli Hristiyanlara özel bir direktif verilmediğini söyledi. Kalanlar hedef alınmayacak, ancak güvenlikleri garanti edilemiyor.

Ancak son altı gündür yaşanan sakinliğe rağmen, çoğu Gazze'deki yaklaşık 1.000 Hristiyan'ı barındıran en büyük iki kilisede kalmayı tercih ediyor. CT kaynaklarına göre bazı Hristiyanlar erzak ve daha sıcak giysiler toplamak için kısa süreliğine evlerine döndü. Bazıları ise evlerini yıkılmış halde buldu.

Hem Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi hem de Kutsal Aile Katolik Kilisesi şeridin kuzey ucunda, başkent Gazze Şehri'nde yer alıyor.

Ateşkesin ilk şartlarına göre 50 İsrailli rehine 150 Filistinli mahkumla takas edilecek. İsrail, serbest bırakılan her 10 rehine için bir günlük uzatma yapılabileceğini ancak ateşkes sona erdiğinde Hamas'ı askeri olarak takip etmeye devam edeceğini belirtti.

Tehlikeye rağmen -aslında bu yüzden- Gazze'deki Hristiyanlarla düzenli temas halinde olan bir Hristiyan lider onların yerlerinde kalmalarını istiyor.

Filistin İncil Cemiyeti Direktörü Nashat Falamon ateşkes öncesinde CT'ye verdiği demeçte, "Dünyanın her yerinde İsa'nın bedeni (ç.n evrensel olarak tüm kilise) Gazze Şeridi'ndeki Hristiyanları korumak, ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara yardım etmek için çok çalışmalı," dedi. "Bence ayrılmaya teşvik edilmemeliler çünkü ayrılmak son derece korkutucu ve tehlikeli. Bunu başaracaklarının hiçbir garantisi yok. Onların korunması bizim en önemli önceliğimiz olmalı."

Gazze'nin Hristiyan toplumu için güneye kaçmak neredeyse imkânsız bir talepti. Savaş şiddetleniyor, yakıt kıt ve ulaşım ağları devre dışı. Kaynaklar, aralarında Gazze Baptist Kilisesi'nin eski papazının eşi, çocukları ve ebeveynlerinin de bulunduğu yaklaşık 75 kişinin yabancı pasaportlarla tahliye edilmeyi başardığını söyledi. Diğerleri çalışır durumdaki hastanelere taşınırken, 19 Ekim'deki hava saldırısı ya da hastalıklar nedeniyle yaklaşık 20 kişi hayatını kaybetti.

"Kalplerimiz kırık, korku ve üzüntü içindeyiz" diyen iki çocuk annesi Filistinli bir Hristiyan annenin ifadeleri ABD merkezli ve Gazze odaklı bir hizmet tarafından yayınlandı. "Bizler barışçıl Hristiyanlarız ve her iki taraftan da gelen şiddeti reddediyoruz. İsa'nın bize öğrettiği gibi sevgi, barış için en etkili silahtır."

Ailesini korumak için adının açıklanmasını istemeyen kadın, İsrail füzesinin Aziz Porphyrius Kilisesi yakınlarına düşmesi sonucu en yakın arkadaşını, kuzenlerini, yeğenlerini ve onların çocuklarını kaybetmiş. Özellikle yeterli gıda olmamasından etkilenen çocuklarının psikolojik durumuna da dikkat çekiyor. Kaynaklar, patlamada yedek stokların çoğunun zarar gördüğünü söyledi.

"Her yerde ölüm görüyoruz. Her yerde ölüm kokusu alıyoruz," dedi. "Ama üzüntü, acı ve kalp kırıklığının ortasında İsa Mesih'in yüzüne bakıyoruz."

Filistin İncil Topluluğu, barınan kilise cemaatine yiyecek, battaniye ve ilaç sağlanmasına yardımcı oldu. Cemiyetin kıyı şeridinde uzun bir geçmişi var ve daha önce yaşanan trajedinin anısı bugün de Hristiyanları endişelendiriyor.

2006 yılında, Hamas'ın Gazze'nin kontrolünü ele geçirmesinden kısa bir süre sonra İncil Cemiyeti'nin merkezi bombalanmıştı. Aylar sonra da müdürü Rami Ayyad öldürüldü. İslamcı hareket bu olayları kınasa da kimse adalet önüne çıkarılmadı.

Falamon, 7 Ekim terör saldırısının, Ayyad'ın öldürüldüğü günün üzerinden 16 yıl sonra gerçekleştiğini belirtti.

İncil Cemiyeti de mevcut savaştan kaçamadı. Kasım ayı başlarında İsrail'in füze ateşi ofisi "tamamen yıkarken" iki personel de yaralandı. Yaralılar en yakın hastaneye kaldırılmış ancak hayati tehlikeleri olmadığı için geri gönderilmişlerdi. Şu anda Anglikan kilisesi tarafından işletilen ve Gazze Baptist Kilisesi'ne ev sahipliği yapan El-Ahli Arap Hastanesi'nde de aşırı yük ve yetersiz malzeme var.

Havalar soğudukça acılar da artıyor. Kaynaklar, ailelerin altı hafta önce evlerini terk ettiklerinde kiliseye yazlık kıyafetlerle geldiklerini söyledi. Daha korunaklı kıyafet ihtiyacı yaşlı bir kadının hayatına dahi mal oldu.

Gazze Baptist Kilisesi'nin eski papazı Hanna Massad'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kaynağa göre, kilisenin 84 yaşındaki piyanisti Elham Farah 12 Kasım'da evinin çatısında bir keskin nişancı tarafından bacağından vuruldu. Farah, Kutsal Aile Katolik kilisesinden ayrılıp ceket almak için evine dönmüş, ancak komşuları ona ulaşamayınca kan kaybından ölmüştü. Akrabalarına göre, yardım için yeğenini ararken son sözleri dua talebiydi.

Yeğeni Rand Markopoulos, Farah'ı anmak için "Gazze’de doğdun” diye yazdı, "ve Gazze'de ebediyen dinlenebilesin.”

Kaynaklar Latin Kilisesi'nin Kudüs'teki Patrikhaneye başvurarak Papa Fransua'dan Gazzeli Hristiyanların güvenli bir yere ulaşabilmeleri için devreye girmesini talep ettiğini bildiriyor. Ancak şu ana kadar somut bir plan paylaşılmadı.

Papa Fransua geçtiğimiz hafta Gazzeli Hristiyanlar ve Yahudi rehinelerin ailelerinden oluşan farklı heyetleri ağırladı. Yaşadıkları ortak acının farkında olarak barış için dua etti ancak çok eleştirilse de "bu artık savaş değil, terörizmdir" dedi.

Papa ile görüşen delegeler arasında Filistinli bir Müjdeci de vardı: Beytüllahim İncil Koleji'nde (BethBC) İncil çalışmaları ve misyon dersleri veren Yousef Khouri. Kendisi Gazze'de büyümüş ve ailesi hala orada, ancak günlerdir onlarla iletişim kuramıyor. CT'ye verdiği demeçte, savaşın yan hasarı olarak evlerini kaybeden düzinelerce Gazzeli Hristiyan aile tanıdığını söyledi. Ayrıca Filistinli Hristiyanların şu anda "etnik temizlikle" karşı karşıya olmasından endişe duyuyor.

Bir IDF yetkilisi CT'ye Gazzeli Hristiyanlara özel bir direktif verilmediğini söyledi. Kalanlar hedef alınmayacak, ancak güvenlikleri garanti edilemeyecek.

Ancak son altı gündür yaşanan sükunete rağmen, çoğu Gazze'deki yaklaşık 1.000 Hristiyanı barındıran en büyük iki kilisede kalmayı tercih ediyor. CT kaynaklarına göre bazı inananlar erzak ve daha sıcak giysiler toplamak için kısa süreliğine evlerine döndü. Bazıları ise evlerini yıkılmış halde buldu.

Hem Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi hem de Kutsal Aile Katolik Kilisesi şeridin kuzey ucunda, başkent Gazze Şehri'nde yer alıyor.

Ateşkesin ilk şartlarına göre 50 İsrailli rehine 150 Filistinli mahkumla takas edilecek. İsrail, serbest bırakılan her 10 rehine için bir günlük uzatma yapılabileceğini ancak ateşkes sona erdiğinde Hamas'ı askeri olarak takip etmeye devam edeceğini belirtti.

Tehlikeye rağmen -aslında bu yüzden- Gazze'deki Hristiyanlarla düzenli temas halinde olan bir Hristiyan lider onların yerlerinde kalmalarını istiyor.

Filistin İncil Cemiyeti Direktörü Nashat Falamon ateşkes öncesinde CT'ye verdiği demeçte, "Dünyanın her yerinde İsa'nın bedeni Gazze Şeridi'ndeki Hristiyanları korumak, ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara yardım etmek için çok çalışmalı," dedi. "Bence ayrılmaya teşvik edilmemeliler çünkü ayrılmak son derece korkutucu ve tehlikeli. Bunu başaracaklarının hiçbir garantisi yok. Onların korunması bizim en önemli önceliğimiz olmalı."

Gazze'nin Hristiyan toplumu için güneye kaçmak neredeyse imkânsız bir talepti. Savaş şiddetleniyor, yakıt kıt ve ulaşım ağları devre dışı. Kaynaklar, aralarında Gazze Baptist Kilisesi'nin eski papazının eşi, çocukları ve ebeveynlerinin de bulunduğu yaklaşık 75 kişinin yabancı pasaportlarla tahliye edilmeyi başardığını söyledi. Diğerleri çalışır durumdaki hastanelere taşınırken, 19 Ekim'deki hava saldırısı ya da hastalıklar nedeniyle yaklaşık 20 kişi hayatını kaybetti.

"Kalplerimiz kırık, korku ve üzüntü içindeyiz" diyen iki çocuk annesi Filistinli bir Hristiyan annenin ifadeleri ABD merkezli bir Gazze bakanlığı tarafından dağıtıldı. "Bizler barışçıl Hristiyanlarız ve her iki taraftan da gelen şiddeti reddediyoruz. İsa'nın bize öğrettiği gibi sevgi, barış için en etkili silahtır."

Ailesini korumak için adının açıklanmasını istemeyen kadın, İsrail füzesinin Aziz Porphyrius yakınlarına düşmesi sonucu en yakın arkadaşını, kuzenlerini, yeğenlerini ve yeğenlerini kaybetmiş. Özellikle yeterli gıda olmamasından etkilenen çocuklarının psikolojik durumundan yakındı. Kaynaklar, patlamada yedek stokların çoğunun zarar gördüğünü söyledi.

"Her yerde ölüm görüyoruz. Her yerde ölüm kokusu alıyoruz," dedi. "Ama üzüntü, acı ve kalp kırıklığının ortasında İsa Mesih'in yüzüne bakıyoruz."

Filistin İncil Topluluğu, barınan kilise cemaatine yiyecek, battaniye ve ilaç sağlanmasına yardımcı oldu. Cemiyetin kıyı şeridinde uzun bir geçmişi var ve daha önce yaşanan trajedinin anısı bugün de Hristiyanları endişelendiriyor.

2006 yılında, Hamas'ın Gazze'nin kontrolünü ele geçirmesinden kısa bir süre sonra İncil Cemiyeti'nin merkezi bombalanmıştı. Aylar sonra da müdürü Rami Ayyad öldürüldü. İslamcı hareket bu olayları kınasa da kimse adalet önüne çıkarılmadı.

Falamon, 7 Ekim'deki terör saldırısının Ayyad'ın öldürülmesinin üzerinden 16 yıl geçtiğini belirtti.

İncil Cemiyeti de bu mevcut savaştan kaçamadı. İsrail'in füze ateşi Kasım ayı başında ofisi "tamamen yıkarken" iki personel de yaralandı. Yaralılar en yakın hastaneye kaldırılmış ancak hayati tehlikeleri olmadığı için geri gönderilmişlerdir. Şu anda Anglikan kilisesi tarafından işletilen ve Gazze Baptist Kilisesi'ne ev sahipliği yapan El-Ahli Arap Hastanesi'nde de aşırı yük ve yetersiz malzeme sorunu var.

Havalar soğudukça çekilen acılar da artıyor. Kaynaklar, ailelerin altı hafta önce evlerini terk ettiklerinde kiliseye yazlık kıyafetlerle geldiklerini söyledi. Daha fazla kıyafet ihtiyacı yaşlı bir kadının hayatına mal oldu.

Gazze Baptist Kilisesi'nin eski papazı Hanna Massad'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kaynağa göre, kilisenin 84 yaşındaki piyanisti Elham Farah 12 Kasım'da evinin çatısında bir keskin nişancı tarafından bacağından vuruldu. Farah, Kutsal Aile Katolik kilisesinden ayrılıp ceket almak için evine dönmüş, ancak komşuları ona ulaşamayınca kan kaybından ölmüştü. Akrabalarına göre, yardım için yeğenini ararken son sözleri dua talebiydi.

Yeğeni Rand Markopoulos, Farah'ı anmak için "Gazze'de doğdun" diye yazdı, "ve Gazze'de ebediyen dinlenebilesin."

Kaynaklar Latin Kilisesi'nin Kudüs'teki Patrikhaneye başvurarak Papa Fransuva'dan Gazzeli Hristiyanların güvenli bir yere ulaşabilmeleri için devreye girmesini talep ettiğini bildiriyor. Ancak şu ana kadar somut bir plan paylaşılmadı.

Papa Fransuva geçtiğimiz hafta Gazzeli Hristiyanlar ve Yahudi rehinelerin ailelerinden oluşan ayrı heyetleri ağırladı. Yaşadıkları ortak acının farkında olarak barış için dua etti ancak çok eleştirilse de "bu artık savaş değil, terörizmdir" dedi.

Papa ile görüşen delegeler arasında Filistinli bir Evanjelik de vardı: Beytüllahim İncil Koleji'nde (BethBC) İncil çalışmaları ve misyonlar dersleri veren Yousef Khouri. Kendisi Gazze'de büyümüş ve ailesi hala orada, ancak günlerdir onlarla iletişim kuramıyor. CT'ye verdiği demeçte, savaşın yan hasarı olarak evlerini kaybeden düzinelerce Gazzeli Hristiyan aile tanıdığını söyledi. Ayrıca Filistinli Hristiyanların şu anda şeritten "etnik temizlikle" karşı karşıya olmasından endişe duyuyor.

Khouri, "Gazzeli Hristiyanlar kendileri için seçim yapma özgürlüğüne sahip olmalıdır" dedi. "Kendimizi onların yerine koyamayız. Bu insanlara ve onların kişisel kararlarına kalmış bir şey."

Bazıları Hristiyanların güneye gitmeleri halinde terörizmle karşı karşıya kalacaklarını söylüyor.

İsrailli-Amerikalı Joel Rosenberg 17 Kasım'da yerel kaynaklara dayanarak "Hamas ve diğer teröristler 7 Ekim'de İsrailli Yahudilere yaptıklarının aynısını Hristiyanlara da yapacaklar" uyarısında bulundu. IDF'ye Gazze'deki Hristiyanlara Batı Şeria'ya güvenli geçiş izni vermesi çağrısında bulundu.

Yirmi yıldır Gazze'de yaşayan ve Gazze'ye seyahat eden Gaza Lighthouse School'un kurucusu John Carlock, Nasıra merkezli Filistinli Hristiyanlara yönelik bir blog olan Come and See'de yayınladığı açık mektupta bu tür endişe verici söylemlerin sadece yanlış değil aynı zamanda tehlikeli de olduğunu söyledi. Gazzeli Hristiyanların, İsrail'in tahliye emrini verdiği ilk gün kiliseye sığınma kararını bilinçli bir şekilde aldıklarını söyledi. Bunun nedeni Hamas korkusu değil, savaşın yaygınlaşmasıydı.

Carlock, "Kilise onların sığınağı, Mesih onların kurtuluşu ve onlar kendilerini Hamas'tan koruması için IDF'yi kendilerini kurtarmaya çağırmıyorlar," diye yazdı. "IDF'yi Gazze'yi terk etmeye ve sınırlarından geri çekilmeye çağırıyorlar."

Ateşkesin başlamasından önce Rosenberg 19 Kasım'da yazdığı ayrıntılı bir yazıda kendisini eleştirenlerin yanı sıra "acil dua, yardım ve güvenli bir sığınağa" ihtiyaç duyan Gazzeli Hristiyanlar arasındaki görüş ayrılıklarını da kabul etti. Ancak IDF'nin Gazzeli Hristiyanları Batı Şeria'ya tahliye etmesi önerisini savundu ve İsrailli yetkililerin bunu tartıştığını iddia etti.

Rosenberg, "Gazze'deki Mesih'teki kardeşlerim için daha fazla küresel dua edilmesini teşvik etmeye kararlıyım," diye yazdı. "Ayrıca İsrail hükümeti ve ordusunun Gazze'deki Hristiyanları en iyi şekilde nasıl koruyabileceklerine odaklanmalarını sağlamak için elimden gelen her şeyi yapmaya kararlıyım."

CT'ye konuşan kaynaklar Gazzeli Hristiyanlardan bazılarının -özellikle aile birleşimi ya da tıbbi tedavi için- duruma göre buna açık olabileceğini belirtse de, bu çözüm kaçınılmaz olarak yeni komplikasyonlar ve zorluklar yaratacaktır.

Öncelikle, Batı Şeria'da şiddet olaylarında bir artış yaşanmıştır. Aşırılık yanlısı Yahudi yerleşimciler 7 Ekim'den bu yana dokuz Filistinliyi öldürdü, binlerce zeytin ağacını yok etti ve 900'den fazla köylüyü 15 topluluğu terk etmeye zorladı. Bölge neredeyse tamamen tecrit altındayken İsrail güvenlik güçleri militan hücreleri aramak için yaptıkları baskınlarda 200'den fazla Filistinliyi öldürdü. Ve bazı yerlerde, Filistinlileri öldürmek için Talmudik bir gerekçe içeren posterler yol kenarlarını süslüyor: "Ayağa kalk ve önce öldür.”

Burası Hristiyan ya da Müslüman hiç kimsenin kaçabileceği güvenli bir yer değil.

BethBC Başkanı Jack Sara, "Hristiyanlar Filistin halkının ayrılmaz bir parçasıdır" dedi. "Özel muamele görmek istediklerinden şüpheliyim. Bu, hem Gazze'de hem de Batı Şeria'da toplumun güvenini, tanıklığını ve barışını ihlal edecektir."

Yani Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki barışı. Yerleşimciler, tarihi Ermeni patrikhanesinde çekişmeli bir arazi anlaşmasına meydan okuyan bir protestoyu engelledi. Cemaat binası, bir bahçe ve beş aile evi de dahil olmak üzere Eski Kudüs mahallesinin yüzde 25'i risk altında.

Beytüllahim'deki Dar al-Kalima Üniversitesi'nin kurucusu ve Evanjelik Lutheran Pastör Mitri Raheb, Yahudilerin din adamlarına ve kiliselere yönelik saldırılarının 2022 yılına kıyasla dört kat arttığını söyledi. Gazze'deki Hristiyan varlığının bu nesilde ayakta kalamayacağına inanıyor.

Munther Isaac da aynı derecede karamsar ve öfkeli.

Beytüllahim'de Müjdesel Lutherci bir pastör olan BethBC akademik dekanı, "Trajedi şu ki, pek çok müjdeci (Batı merkezli Protestan kiliseler kastediliyor) tarafından desteklenen bu savaş, Gazze'deki Hristiyan varlığının neredeyse kesinlikle sonunu getirecek," dedi.

Isaac, "Filistinli Hristiyanlar olarak, Batılı Hristiyanların içinde bulunduğumuz durumu ve zorlukları tamamen göz ardı etmelerinden ve İsrail'e verdikleri destekle çoğu zaman onları görmezden gelmelerinden her zaman yakınmışızdır" dedi. "Şimdi Batılı Hristiyanların Kutsal Topraklarda artık Hristiyan varlığının olmamasını gerçekten tercih edip etmediklerini merak ediyoruz."

BethBC liderleri Sara ve Isaac bu hafta Washington DC'ye giderek Amerikalı milletvekillerine ateşkes talebinde bulundular. Onlar ve diğer Filistinli Hristiyan liderler, imanlı dostlarından masum Müslümanların hayatları için de aynı şekilde endişe duymalarını istiyorlar.

Bu arada, CT'ye konuşan kaynaklar Gazze'deki bazı Hristiyan ailelerin savaştan kaçmak için Avustralya'nın sunduğu vizelere başvurduklarını ve kabul edildiklerini söyledi. Yine de kilise sığınaklarından ayrılmadan önce güvenli seyahat planlarını ayarlamaya çalışıyorlar.

Gazzeli Hristiyanların Güney Gazze'ye, Batı Şeria'ya ya da bugünkü modern İsrail'deki tarihi evlerine taşınmasına ilişkin her türlü senaryo muhtemelen geçici olarak çerçevelenecek olsa da, her sonuç muhtemelen kalıcı olacaktır. Filistinliler 1948 ve 1967 savaşlarını hatırladıkça aksi yönde ikna olacaklardır.

Ne olursa olsun, önümüzdeki günler Gazzeli Hristiyanlar için belirleyici olacak.

Falamon, İsrail'in Gazze'ye yönelik politikasının ülkeyi daha güvenli hale getirmek için çok az şey yaptığını ve 2007'den beri uygulanan ablukanın silah ve roket girişini engellemediğini söyledi. Tek çözümün Filistin halkına umut ve itibar kazandırmak olduğuna inanıyor.

Bu arada, Gazze'de kalan Hristiyanları koruyacak manevi bir "Demir Kubbe" için dua ediyor. Çünkü kalabilirlerse, Tanrı'nın onlar için özel bir amacı vardır.

Falamon, "Onlar bu karanlık yerdeki tuz ve küçük ışıktır" dedi. "Onların orada kalmalarına yardımcı olmak, bu karanlık yerin dokusunu değiştirmek için her türlü çabayı göstermeliyiz."

Jayson Casper tarafından yapılan ek haber.

[ See all of our Turkish (Türkçe) coverage. ]

April
Support Our Work

Subscribe to CT for less than $4.25/month

Read These Next

close